10 Mart 2016 Perşembe

AYDINLANMA / FİZİKSEL ACI

Kelime manasıyla bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinme, tenevvür. / Bir yüzeyin, karşısına konulan eşit ışık kaynaklarının sayısı ile orantılı olarak aydınlık görünmesi.

Fiziksel acı sanılanın aksine kötü değildir. Fiziki anlamda hissedilen her acı, içsel bir acıyı bastırmaya yönelik olarak vücudun savunma mekanizmasıdır. 

Vücut, öyle bir zamanda verir ki bu acıyı, bildiğin tüm doğruları, yanlışları ister istemez unutursun. Öyle ki her şey anlamını yitirir. İşte böyle anlarda hafifler yürek, belki kuş olup uçmaz ama hafifler yine de.. 
İşte bu anlarda bir ışık belirir, vurur yüzüne.. Dersin ki çektiğim tüm ruhsal acılar çok anlamsız. O an da yaşanan durum, bir nevi aydınlanmadır aslında.

Aydınlanma 2 çeşit tezahür eder. Birincisi anlık aydınlanmadır ki bu genelde yaşanan fiziksel acının geçmesinin hemen ardından yok olur. İkincisi ise en güzelidir ki bu çok nadir meydana gelir. Şöyle ki, bu tip aydınlama da bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

Tabi bu da göreceli bir kavramdır. Eğer eskide kalan güzel anılar yoksa bu tip aydınlanma tadından yenmez. Amaaaa… Hem güzel anıların var hem de bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaksa durum vahimdir. Bu durum aniden kör olup ta duvarlara çarpa çarpa el yordamıyla ilerlemeye çalışmaya benzer.

Duvara çarpmak deyince aklıma küçükken koşarak duvarlara, aynalara, camlara çarpmam geldi. Alnım şişerdi, bazen kanardı bu çarpmalar nedeniyle yine de çarpıp düşme oyun olmuştu. Sanırım bir şeylerin ardını merak etmem o zamandan geliyor. Ne vardı o duvarların arkasında hep merak ederdim.. Neyse..

Çarparak ilerlemeye çalışmak güçtür. Can yaktığı için yine bir fiziksel acı tezahür eder ki bu da aynı kısır döngüyü başlatır. 

Sonuç mu? 

Sonuç muammadır. 

Ama ne olursa olsun değişmeyecek tek şey, yara almadan kurtulamayacağıdır insanın..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder