21 Ekim 2013 Pazartesi

Muhteşem tatil anılarım…



Bu bayram Antalya – Çıralı’daydık. Gidişimiz planlı olmadı. Son dakika da internetten girip kalacağımız yeri, uçak biletini, kiralık aracı ayarlamak tamamen şans eseri oldu. Hani üzerinde düşünsen planlar yapsan bu kadar olmazdı. Hava alanına geldiğimizde de hoş bir sürpriz karşıladı. Ford beklediğimiz araç Volvo çıkınca -ki pek severim Volvo’yu- şaşkınlık ve sevinç içerisinde Nar ve portakal ağaçlarıyla kaplı yollardan geçerek yaklaşık 1 – 1,5 saatlik araba yolculuğuyla otelimize vardık. Otelimiz çok şirin ufacık evlerden (bungalow değil) oluşan adeta şirinlerdeki mantar evler gibi şirin bir yer çıktı. Etrafı dağlarla çevrili odamızın balkonuna çıkıp bol oksijeni ciğerlerime doldurduğumda içimdeki huzur yüzümde kocaman bir gülümseme oldu. O gün gezmek yerine dinlenmeyi tercih ettik. Sahile gidip Ekim ayının son günlerinde yazdan kalma enteresan bir gün geçirdik… Deniz, güneş, kum tam anlamıyla harikaydı. Deniz sıcaklığı öylesine güzeldi ki sanıyorum 28 derece vardı. Tam bir şerbet, içinden çıkmak istemedim o derece..


Ertesi gün Olimpos’a gitmeye karar verdik. Sevgilimin dediğine göre (ki adam tam bir ölçüm cihazı, ne dese doğru çıkıyor.) 10 Km’lik bir yürüyüş yaptık.. Sahilden tarihi kalıntılara, Kadir’in bungalow evlerine kadar gezdik gördük. Dönüşte nar suyu içip midemiz bulansa da keyfimizden hiçbirşey kaybetmedik. Diğer günlerde hareketli geçti. Yanartaş’a çıktık. Gerçi benim ki pek çıkmak sayılmaz, ben süründüm çıkana kadar. Aslında 1 km olduğu söylenen bu yol, iri taşlar ve dik yokuşuyla gerçek anlamda nefesimi kesti. Hiç sönmeden yanan taşları gördük. Benim nefesim kesildiğinden tam tepeye çıkamadım ama sevgilimin çıkışını çok güzel izledim olduğum yerden J Sonraaa Tahtalı Dağı’na çıktık.. teleferikle 10 dakikalık bir yolculuktan sonra ulaştığımız 2365 metrelik bu dağda gördüğüm manzara olağanüstüydü. Paraşütle atlayan akıl almaz insanlar gördüm, içimden kendimi o boşluğa bırakma hissini yaşamak geçtiyse de yapamadım. Bisiklete binmeyi bilmeyen ben yine öğrenmeyi beceremedim. Ama çok güzel 3 tekerlekli bisiklet sürdüm. Hatta arkasına sevgilimi oturtup küçük bir tur bile attırdım. Akşamları mı? Her akşam içtik, 1 şişe şarap, 1 şişe rakı fiks olarak tükendi. Yemeklerimizden tatlı sohbetlerimiz oldu gecemize eşlik eden. Ve bu tatil sevgilimin de dediği gibi Karadeniz tatilimize eşdeğer bir tatil oldu. Hele gelmemize 1 gün kala havanın bozupta sağanak yağmur eşliğinde, denizin dev dalgalarını seyrederek içtiğimiz şarapların tadı damağımda kaldı. Kafa dinlemek, yenilenmek isteyenlere Olimpos’u tavsiye ederim. Ayrıca uzundur olmayan ilginç bir şey de oldu. İçime kocaman bir heves yerleşiverdi, yanı sıra birde mutluluk geldi.. Öylesine mutlu öylesine hevesliyim. Hani bir sihirli değnek vardı da Çıralı’da bana değdi.. Tüm bunları yaşamamı sağlayan adama, biricik aşkıma teşekkürlerimle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder